HELAL RIZIK VE NAMAZIN ANLAŞILMASI
HELAL
RIZIK VE NAMAZIN ANLAŞILMASI
İslam
tarihinde tevekkül-kesb meselesi daima tartışılagelmiş temel problemlerdendir.Meselenin
ana hatları müslümanların yaşam krokisidir.Müslümanın düşünsel boyutunda
tevekkül,biyolojik boyutunda ise kesb durmaktadır.Müslümanın bu ikisini ne tarz
bir denge anlayışı içerisinde tutacağı ana temamızdır.
Haris el
Muhasibi eserinde farklı fikir akımlarını incelemekle beraber orta yolu tercih
etmiştir.Rızık peşinde koşma tarzları:sınırları aşmadan veralı bir şekilde
kazanç elde etmek .Rızık peşinde koşamayacak kadar Allah rızası ile meşgul
olmak.Bu tip kazanç şeklinde mal biriktirme hırsı yoktur.Aileye iyilik yapmanın
faziletine erişmek onlar için rızanın farklı boyutunu
oluşturmaktadır.Bu,diğerine göre daha faziletlidir.Kazanç meselesinin diğer
yüzünde de Şakik El Belhi'nin rızık peşinde koşmanın Allah'ın rızık verici
sıfatından şüphe olduğu fikri vardır.Bu fikir birtakım kitleyi arkasından
sürüklemiştir.Şakik El Belhi'nin bu fikri bana göre hissi ve fikri anlamda
korku verdi.Elbette Allah rızık vericidir.Lakin asıl meselemiz Allah'ın bizi
aracı kılmasıdır.Rab ile kul arasında bir araç olmak mutluluk vericidir.Hz
peygamber bir hadisinde "Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri mağdur etmesi
kişiye şer olarak yeter."*buyurmaktadır.İnsan Dünya'ya tek
gelmiştir.Yolcuğun bitimi de tek olacaktır .Lakin sorumlulukları
vardır.Terazisini doğru kurmalıdır.İbadetleri,namaz,oruç,hac vb.şekilde
sınıflamak doğru değildir.Bir kimyager atomu incelerken de ibadet
etmektedir,bir sporcu koşarken,bir fırıncı ekmek yaparken ibadet etmektedir.Tüm
meselemiz niyetlerimizdir.Dünya ,Kur'an'ı Kerim'in uygulama
sahasıdır."Düşmanınızın silahıyla silahlanın".Öyle bir olgunluk
gereklidir.İbadet bilinci doğru şekilde yerleştirildiğinde her insan yaşayan
birer Kur'an olabilir.Bir de kazancını çalışarak değil,dilenerek sağlayan kesim
vardır.Bu kesim başlı başına bir ironidir.İstenilen kişinin talebi
karşılayabilmesi için kesb sağlaması şarttır.Burada talep ,kesbe
teşviktir.Dilenen kişinin kötü gördüğü ameli başkasından istemesi,karşısındakinin
kötülüğünü istemesidir ki bu da bencilliktir.(Burada bencillik terimsel anlamda
kullanılmıştır .Hissi bir mana yoktur).Günaha düşme korkusuyla kesb yapmamak,o
iradeyi kendinde bulamamak.Bir acizlik durumudur,tedavisi mümkündür.Bugün İslam
Dünyasına baktığımızda olağanüstü derecede acı bir tablo ile karşı
karşıyayız.Kesb beni günaha düşürüyor,demek mazlumlara sırtını
dönmektir.Velevki kesb günah ,peki üzerlerine yağan bombaları nasıl bertaraf
edeceğiz?.Uzlete çekilmek için bile güvenlik gerekli değil mi?.Peki bunları
nasıl sağlayacağız elbette çalışıp ,kazanarak.Amacımız mal biriktirmek
değil,hayat kurtarmak olmalı.Dünyadaki mahrumiyetin amacı cennette daha çok
köşk kazanmak ise bu da ayrı bir kazanç meselesidir.Şöyle misallendirelim:Bugün
birisi geliyor ve diyor ki arabanı bir hafta kullanmazsan ,sana bir hafta
sonunda galeri vereceğim.Arabasını değil bir hafta 10 yıl kullanmamaya gönüllü
insanlar olacaktır.Müslümanın kendini kesbten mahrum bırakmasındaki
amaç daha çok kesbse burada rezalet bir tablo oluşturur.
Haris El Muhasibi’nin
üzerinde devamlı olarak durduğu terimlerden birisi ,hatta en önemlisi
“vera”dır.”Allah’ın hoş görmediği her türlü söz ve fiilden uzaklaşmak,bunları
hem kalp ile hem de uzuvlarla yapmayı reddetmektedir. Vera için gerekli şartları 4 başlıkta toplamıştır.
1-)Allah’ın
yasaklamış olduğu sapkın ,bid’at düşünceler,haksızca söylenen aşırı sözler.
2-)Allah’ın
yasaklamış olduğu alışverişler,kalple ve uzuvlarla işlenen haramlardır.
3-)Bilmeden harama düşme tehlikesiyle şüpheli
şeylerden kaçınmak .
4-)Harama neden olabileceği endişesiyle bazı helal şeyleri
terk etmektir.Günah işleyen kişiye yardım etmeyi terk edenler
faziletlidir.Burada yardımdan maksat haram olan şeyin yapılmaması.
Müslümanın hayatı
vera üzere temellendirilmelidir.Vera için yapılması gereken ilk şart kalp
temizliğidir.Müslüman’ın helal dairedeki haklarını kısıtlamak vera anlamına
gelmez.Vera hassaslıktır.Veraya dair olmayan bazı şeyler haram olarak
adlandırılamaz. İslam dünyasında helali haram sayma problemleri görülmüştür.Bu
probleme örnek olarak ;Sultanların ödülleri hususunu verebiliriz.Bu meselenin
grupsal ayrımı:Haram,mekruh,helaldir.Haram grubu hassasiyet ruhunu dini bir
yargıya bağlayamaz ,bunun dinde yeri yoktur.Bir hadiste helal:”Helal,Allah’ın
helal kıldıkları,haram ise onun haram kıldıklarıdır.O bazı şeylerin
hükmünü,affı nedeniyle bildirmemiştir.(Hadis-i Şerif).Vera için terbiye
şarttır. Bunun için bedeni disiplin gereklidir. Bu disiplin bedenin isteklerini
sınırlayarak oluşur.Terbiye için açlık
meselesi vera başlığı altında incelenir.
2 tür açlık mevcut:
1-)Şehveti doğuran alışkanlıkları kesmek ve halden hale
geçerek nefsi terbiye etmek.Bu görüş Basralılara aittir.
2-)Nefiste şehvet oluştuğu zaman onu cezalandırma şekli
olarak yemek yememek.
Burada açlığın dozu
önemlidir.Bedeni öldürecek şekilde yapılan açlık günah olarak
görülmüştür.Oruçta da temel esas Allah rızasıdır.İftarda tıka basa yemek
faziletini bozar.
Mekasib ,İslam
Dünyası için güzel bir kılavuzdur.Oluşturmaya çalıştığı toplum ,birey anlayışı
dengeli bir terazide incelenmiştir.Temel meselenin insan düşüncesinde bittiği
,niyetlerin çok mühim olduğu bu bağlamda yadsınamaz bir gerçektir.Vera prensibi
güzel bir özet teşkil etmektedir .Sevgili Numan Arıman’ın dediği gibi”vera
benim” ,vera biz olmalıyız.
Yorumlar
Yorum Gönder